Press "Enter" to skip to content

KDE

susuzirmak 6

Bayram öncesine hiç yakışmayan bir mutsuzluk.. Oldukça zor ve uykusuz geçen bir gece sonrasında KDE sayfasını açtım. “Kendime doğum günü hediyesi” diyerek kurmuştum Ubuntu’yu bilgisayarıma, bundan 1 sene kadar önce. Hayatımdan bütün <insanlığı< çıkarıp tamamen yalnız kalmayı seçmiştim. Bu değişimin bir parçasıydı benim için Linux. Bir süre tamamen soyut ve mutlu yaşadım. Zaman geçti, korkularım biraz olsun dağıldı. Yaralarımı sardım ve insanlara kalbimde tekrar bir yer açtım. Şimdi o kalbi zamanında paramparça etmemiş olmanın acısını ve pişmanlığını yaşıyorum.

Her neyse..

sudo apt-get install kubuntu-kde4-desktop

Komutuyla KDE’ye adım attım. Çıldırtan Compiz sorununa da bir çözüm bulamadığım için bir süre bununla oyalanmak iyi olabilir düşüncesindeyim.

Şeffaflık Windows 7’yi anımsatıyor denilebilir ama geniş bir bakış açısıyla bunun MS tekelinde olmadığı da elbette savunulabilir.

Panelleri oldukça kullanışlı, nedense Amarok burada bile benden nefret etti. Rhythmbox  açtım şaka gibi.

Resim görüntüleyicisinin ismini bir kaç gün önce öğrenmiştim, Gwenview inanılmaz başarılı. Kopete bir Pidgin gibi olabilir mi? Zannetmiyorum ama yine de WLM aratmaz bana.

Uygulamaların çoğu zaten tanıdır, Ubuntu üzerinde kullandım çoğunu. Mesela bir Ktorrent vazgeçilmezdi.

Biraz daha zaman geçsin iyiden iyiye alışacağım.

İlk görünümüm

Who killed Mr. Moonlight?

Bir fikrin var mı Kubuntu…

  1. fincan fincan

    Ah ah KDE benim gözdemdir. KDE4 değil ama KDE3,5,0. Hala o donem Amarok 1.4 gozumde tuter. KDE4 de her çıkan ana sürümü ile bir süre denedim. İlk sürümünü hatırlıyorum da kabus gibiydi; template gibi bir sey ilerde bir şey olacağım ben diyordu. Zamanla yavaş yavaş oturdu.

    Son sürüm 4,5 ile 3,5 günlerine gelmiş gibi. Mutlaka launchpad ppa ile güncellemelisin. Bunun yanında Kubuntu ne yazık ki Kde için en öncelikli seçim değil. Opensuse, Archlinux, Kubuntu ve Pardus denemiş biri olarak söyleyebilirim ki Ubuntu’nun nimetleri dışında Kde için yanlış seçim ki zaten Amarok selamı çakmış bile, muhtemelen kodekleri ile ilgilidir. Ubuntu’u üzerine Kde kurulduğunda Gstreamer ve Xİne sorun çıkartıyor. Backend olarak birini seçmek lazım, belkide Gstreamer’in Phonon uzantısı olmadığı ve önce Gstreamer kurulu olduğu için onunla çalışmaya çalıştığı için sorun vermiş olabilir.

    Ayrıca Archlinux’e davet ediyorum. Linux’u tanımak adına bence mutlaka ve mutlaka orta-üst kullanıcının kullanması gerekliyor ki kafa dumanlıyken meşgul eder :). Özellikle Ubuntu’nun yersiz bağımlılık zorlamalarından usanmış biri olarak Archlinux öneririm.

    Son olarak uzun zamandır, yazmıyordun irmağın aktığını görmek güzel.

    • susuzirmak susuzirmak

      Teşekkürler yorumlarınız her zamanki gibi yol gösterici:)
      Aslında ilk KDE denemem OpenSuse ile oldu. Babamın kullandığı tarihi eser IBM’e yükledim. Çok uyumlu çalıştı, çok da hoş görünüyordu. Ama bir yanda Rms ve desteklediğim düşünceleri olunca mümkün olduğu kadar GNOME paralelinde kalmaya çalıştım.
      Arch yabancı forumlardan sürekli takip ettiğim bir dağıtım. Kullanıcıları oldukça uçuk, ülkemizde durum ne şekilde bilmiyorum tabi:)
      Ve hepsinden öte aklıma takılı halde duran, mutlaka denemek istediğim, hayır denemek değil bildiğin delirmek istediğim tek olay stage 1’dan Gentoo kurmak.

  2. fincan fincan

    Gentoo kurulumu benim de aklımdan olan ama her zaman kendimi uzak tutmaya çalıştığım bir delilik. Delilik diyorum gerçekten zaman ve özveri isteyen bir süreç kurulumu. Hani Linux nedir başından sonuna kadar akla kazıyacak cinsten :).

    Bu arada RMS konusunda KDE’den kaçışını anlayamadım açıkcası. Hatta bence bu konuda GNOME daha fazla eleştirilebilir, özellikle MONO projesine verdiği destek ile.

  3. hitokiri hitokiri

    “”””Şimdi o kalbi zamanında paramparça etmemiş olmanın acısını ve pişmanlığını yaşıyorum.

    Her neyse..””””
    Arkadaşım indirdiğin arşivde vardır o make uninstall amca dizine geçip olur olmazsa piskoya bağla “” locate compiz “” şüphelendiğin ne varsa sil .)
    sıkılırsan basarsın formatı :))
    kde’yi nedense hiç sevmem gerçi ben qt arayüzünüde sevmem pasta oluyor direkt kendisi 😀
    fspot u dehlemiş ubuntu mono da da gelecek yok demekki :O
    ehhaha

  4. KDE’ye alışmaya çalışıyorum ama Dolphin neden bu kadar sevimsiz anlamak mümkün değil.
    O değil de Ktorrent fena hızlı.
    Rurouni Kenshin indiriyorum, uçtu resmen bağlantı.
    Bir de Viva Peru torrenti bulmuşum Peru müziğine doymuşum resmen:)
    Mono projesine tamamen karşıyım.
    6 nisan’da forumda fikrimi şöyle belirtmişim

    “Keşke bu proje hakkında bazı uygulamaları kullanmaya başlamadan önce haberim olsaydı.
    Bir çok programı Mono ayrımından haberdar olmadan kurdum, hatta bazılarına çok alıştım.
    Bunların başını Banshee ve Gnome-DO çekiyordu.
    Ama açıkçası ben özgür yazılımların çıkış noktasında benimsenen felsefeden uzaklaşmak istemiyorum.

    Burada özgürlükten kastedilen şeyin Windows ortamında ya da lisanslarla korunan uygulamaların çalıştırıldığı diğer OS’lerde çalıştırılabilen açık kaynak kodlu yazılımlar olduğunu düşünmüyorum.
    Kullandığım diğer işletim sistemi Windows ve onun hala bilgisayarımda olmasının nedeni Linux ortamında yeterli özelliklere sahip benzerleri bulunmayan bazı programları kullanma mecburiyetim.
    Ama onları Wine ile çalıştırmaya uğraşmıyorum. Ticari lisansları bulunan bu programları açmak için Windows’a geçiyorum.
    Zaten zamanında lisans ücretini ödeyerek edindiğim bu işletim sistemini sevmesem de onu Linux gibi makyajlamaya niyetim yok. Çünkü özgürlüğün görüntüde olduğunu zannetmiyorum. Windows üzerinde bir çok açık kaynak kodlu yazılım kullandım ben ama bulunduğum ortam Windows olduğu için hiç bir zaman %100 özgür değildim.

    Bunu değiştirebilmek için Linux’a geçtim, Windows’u daha konforlu hale getirebilmeye uğraşmadım.
    Bu konuda insanların Ubuntu’ya geçmesini sağlamak, Ubuntu’nun ve diğer distroların popüler olabilmesine uğraşmak olmamalı amaç.
    Linux’u hiç denememiş çoğu insanın böyle bir konfora da ulaştıktan sonra Windows’tan vazgeçmek için bir sebebi olacağına inanmıyorum. Çoğu kullanıcısının ekran kartı sürücülerini kurmak için çaba göstermek zorunda olduğu ya da bazı yüklemelerin yalnızca terminalden yapılabildiği bir işletim sisteminden bahsediyoruz burada. Kimse bizim gibi özgürlük noktasında değerlendirmeyecektir bunu. Bu durum bana ve benim gibi bazı platformlarda “kayışı koparmış” gibi nitelendirilen insanlara göre gerçekten hainliktir. Özgür yazılım felsefesini ikinci plana atmaya çalışan bir projedir.
    Ayrıca MS tekelinin hırsını anlayabilmek için Bill Gates’in zamanında MIT’ye gönderdiği mektuptan haberdar olmak gerekli sanırım.
    Sonuç olarak tekrarlıyorum, ben bu projeye tamamen karşıyım.”

  5. fincan fincan

    Mono projesi noktasında %100 katılıyorum. Hatta Gnoıme’un Mono konusunda desteğine kıl olduğum için Kde4’un ilk donemlerinde geçmemek için baya bir inat etmiştim. Ama Kde4’un ilk zamanlarındaki yetersizlik ve sorunlar zorunda bırakmıstı. Hos tabiki Mono kullanmak ya da kullanmamak yine elimizde ama sadece verdiği destekten dolayı (örnek olarak Tomboy’un bu kadar Gnome içersinde yerleşik olması ve hala yerine bir alternatifinin tam olarak entegre edilmemiş olması) her ne kadar uzun zamandır Gnome kullanıyor olsam da kendisine kılım:)

    Linux kullanmanın bir duruş olduğu muhakkak ve insanların bu durusu ne kadar sahiplenerek Linux kullandığı çok tartışmalı bir konu lakin artık özellikle Ubuntu, Pardus, Mandriva gibi GNU/Linux yaklaşımından çok son kullanıcı ihtiyacları odaklı dagıtımların en az Windows kadar kullanılabilir olduğunu düşünüyorum ve en azın kısmının altını çiziyorum. Bugun Linux, Windows kadar yaygın değilse tek sebebi oyun sektörünün vermemek için inat eylediği destek. Onun dışında belki son engel olarak alışkanlıklar gösterilebilir ama başka bir eksiği kalmadığını düşünüyorum, hem özellik hem de kullanım kolaylığı açısından.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *