Konu özgürlük olunca kapsamını hayatın her alanına genişletmek gerekiyor. En güncel verilere göre benim memleketim özgürlük sıralamasında 154. sıradaymış. Buradan öğrenilebilir. Bu sıralamaya aynı sayfadan ilk baktığımda 148. sıradaydık.
Ben telefonuma düşen bir RSS bilgilendirmesiyle fark ettim bu haberi. Gün içerisinde çeşitli gruplardan gelen mailleri takip ediyorum. Çoğunlukla yine telefonumdan. Bir süredir özgürlüklerin Android‘ler cephesindeki öneminden de bahsedilen bir kaç mail aldım.
Free Software Foundation tarafından bilgilendirici ve yönlendirici bir kampanya başlatıldığı dikkatimi çekti.
Free Your Android! isimli kampanya çeşitli uyarılarla kullanıcılara yol gösterici nitelikte.
Uzun zamandır aklımdaydı. Ama vakit bulup araştıramamıştım. Sorularımı netleştirmemi sağladı bu kampanya.
Peki telefonumda özgürlükler ne durumda? Program kurulumu sırasında gerekli izinleri açıkçası hiç irdelemeden veriyorum çoğu zaman. Ama bunun sonucunda neleri kabul ettim emin değilim.
Eski maillleri tekrar gözden geçirince güzel şeyler keşfettim.
Permission Friendly Apps isimli program oldukça başarılı. Kurduğumdan beri gereksiz izinlerini fark ettiğim pek çok uygulamayı sistemimden kaldırdım. Evet artık yeni nesil telefonlarda bu izinleri yönetmek daha kolay ama bir yandan da çoğu uygulamayı bu izinleri vermeden çalıştırmanız mümkün değil.
Aynı geliştiricinin yani http://www.androidsoft.org/ ekibinin diğer programlarını inceledim.
Evet bu fikirler aslında özgürlük denilemeyek kadar basit sınırları tarif ediyor. Teknolojik Özgürlük.
Üstelik daha genelde üst sıralara yaklaşamamışken.
Üstelik her gün umudumuzu biraz daha törpüleyen gelişmeler yaşanırken. Okullarımızda, iş yerlerimizde ve sesimizi yükseltmeye çalıştığımız her alanda susturulurken. Her güne yeni bir yasak korkusuyla uyanırken telefonumuz özgür olsa ne olur? Hayır aslında özgürlük bütün bunların toplamıdır. Ve hep mücadeleyle kazanılır. Söylendiği gibi..
