Ben bir türlü Lucido‘yu sevemedim. Olmadı, ısınamadım bir türlü. Üstüne bir de daha önce bir kaç kişiden toparlamak için yardım istediğim ama bir türlü çözemediğim “compiz (core) – Warn: Unable to parse XML metadata from file “core.xml” olayı eklenince iyice soğudum diyebilirim. Bu sürede zamanımın çoğunu gNewSense üzerinde geçirdim. Ve günleri saymaya başladım yeni sürüm için. 10.10.2010 tarihinde yayınlanan Maverick Meerkat <<sonundaaa!!<< neşesiyle karşılandı tarafımdan. Yaklaşık 10 aydır devam ettiğim GNU/Linux yolculuğunda 3. Ubuntu sürümümü de böylece görmüş oldum. Açıkçası gelişiminin ivmesi beni inanılmaz şaşırttı. Ve bilgisayar kullanımında bu kadar esnek bir sistemin varlığının öncelikle benim algıma büyük katkısı oldu. Ne yazık ki aradaki farkı her gün hissetmek zorundayım. Çünkü iş hayatım Windows‘a bağımlı. O pek beğenilen Windows 7 kurulu iş yerindeki bilgisayarımda. Bildiğin nefret ediyorum. Kavramakta güçlük çekiyorum. Bir işletim sistemi sadece makyajla nasıl beğeni kazanabilir. Değişen pencere kenarlıkları, ikonlar ya da gereksiz masaüstü temaları. Bu mudur? Limit bu mu? Herkese yettiğine göre bu demek ki.
İş arkadaşlarımdan biri bilgisayar hakkında bildiklerimi şaşırtıcı buluyormuş, dün söyledi. Bunları bilmem/ilgilenmem enteresanmış. Hem de bilişim sektörüyle alakası olmayan bir mesleğe sahipken. Meslektaş olduğumuzu ve onun da aynı şeylere ilgi duyduğunu hatırlattım. “Ama ben erkeğim” dedi. Bu kadar kesin ve net. Yani ilgisiz bir mesleğe sahip kadının, Türkiye’de böyle şeylerden bahsediyor olması öncelikle şaşırtıcı. Yadırganıyor demek ağır olur belki ama benim zaten bu konuda çok sınırlı bilgiye sahip olduğum düşünülürse bu şaşkınlığı anlamak kolay değil. Sonuçta ben zaten bir mühendisim. Ve çalışma alanım ne olursa olsun bir mühendisin bu alana ilgi gösteriyor olması her şekilde makul ve anlaşılabilir olmalı. Sonuçta mesai süresince yaptığım iş terminalden bir program derlemekten daha az karmaşık değil ki. Bunun cinsiyet boyutuna indirgenmesi ise aslına bakılırsa sürekli kendi sınırlarını daraltan ülkemiz kadınlarının suçu. Özellikle bilgisayar kullanımında hep geri planda olmayı tercih ediyorlar. Bir kadın da bilgisayar kasasını açabilir, format atabilir, programlama dillerinden birini öğrenip bir şeyler yazabilir. İnterneti şu ankinden çok daha verimli kullanabilir, güzergahını sadece Facebook, Twitter ve MSN‘den ibaret olmaktan kurtarabilir. Herhangi bir GNU/Linux dağıtımına geçmeye karar verebilir.
Zor olan çok şey var hayatta, bunlar o kadar basit ki bahsediyor olmak bile gülünç.
Neyse, bu da yeni evcil hayvanım
3. nesil Ubuntu🙂
Yeni Ubuş konusunda sanırım sınırlı sayıdaki “iyi olmuş” diyenlerdensin. Çoğu kişi büyük bir değişiklik getirmediği için 10.10 sürümünü eleştiriyorlar ki kernel, Gnome,… güncellemelerini göz ardı ederek. Her ne kadar artık Ubuntu kullanmasam da yeni sürüm daha hızlı, daha kararlı ve daha makyajlı :).
“Kadındır” sınırlamaları konusunda çok takılma derim, zaten bir noktada kadınların konuya yaklaşımlarını da vurgulamıssın. Bilgisayar mühendisi bir arkadaş vardı, “benim pce benden başka bir kadının eli değemez” derdi. O yüzden biz erkekleri bu noktada biraz mazur görmek gerek.
Son olarak arkaplanın garip itici ve çekici; itici boyutuna rağmen gözümü yordu, çekici uzun zamandır siyah temalardan gidiyorum denemek isterim. 1920’lik çözünürlüğü varsa talibim.
Özellikle yazılım merkezi çok kullanışlı olmuş bana kalırsa. Ama her sürümde dmesg çıktısında düzelmeyen bir “hda-intel: IRQ timing workaround is activated for card #1. Suggest a bigger bdl_pos_adj.” hatası var.
Aslına bakarsan ön tanımlı olmayan programlar keyfimi kaçırdı. Pidgin ve Gimp bana kalırsa demirbaş olmalı. Yani her ne kadar zamanında kaldırılmasının zararı olmayacağını iddia etmiş olsam da şimdi düşünüyorum benim kadar acemi birinin pidgin’i keşfetmesi başta zor olurdu. Büyük değişiklik beklemeyecek kadar kavramışım ben sanırım Ubuntu’nun gelişim mantığını. Lucido LTS olduğuna göre 10.10’dan çok şey beklemek zaten mantıksız.
Arka planım
http://www.blastfromthepast.se/.trams/200826122028-11402.jpg
İstiyorum o duvarkağıdını.. 🙂
Tekrar ubu-Irmak görmek güzel! =)
Ubuntu Tweak’i biliyorsun di mi?
Tweak denemelerim hep kabus olmuştur.
En son GDM ekranını uçurmuştum.
O zamandan beri yakınlaşmıyoruz:)
Alt ve üst paneli nasıl saydam yaptınız bir tema kurarakmı yoksa ubuntu içinde ayarlanabiliyormu, henüz 1 hafta oldu ubuntu kullanmaya başlayalı sevdim ayrıca insanı öğrenmeye teşvik ediyor.
Saydamlaştırmak istediğiniz panel üzerine sağ tıklayın.
Ayarlar seçeneği altından dilerseniz panel arkaplanına tek bir renk ya da resim atayabilirsiniz.
Ya da benim yaptığım gibi saydamlığını %100 olarak ayarlayabilirsiniz.
İlk ayı atlatırsanız bir daha bırakmak istemeyeceğinize eminim:)
Acemi merhaba
Öncelikle çabalarından dolayı seni kutlarım ve devam edeceğini umut ederim.
Bende senin gbi bir linux acemisiyim, zaman buldukça onunla olmaktan tatmin oluyorum.
Maverick Meerkat 10.10 gerçekten iyi bir çalışma, fakat beni hasta etti.
Kurduktan sonra klavyemin çalışmaması fena halde beni yordu, son derece karmaşık ve gereksiz ayarlamalar default olarak eklenmiş ve ben bu klavye sorununu bir türlü çözemedim.
Ayni sorun Linux Mint ve 11,04 Alfa 1 de de var.
İşin kötü yanı da bu konu ile ilgili acemilere hitab edebilecek bir çözüm önerisi bulamadım.
Zamanın varsa böyle bir çalişma yapabilirsen sevinirim
Önceden teşekkürler.
Kolay gelsin.
Teşekkür ederim yorumunuz için. Klavyenin çalışmaması durumuna nasıl bir yol gösterebileceğimi bilemiyorum açıkçası. Monitörü klavyesi üzerine kapanabilen bir bilgisayar kullanıyorum çünkü:)
Sistem > Ayarlar menüsü altında Klavye ayarlarını yapabileceğiniz bir bölüm bulunuyor.
Aslında Ubuntu kurulumu esnasında da klavye+dil seçimi gibi seçeneklerin mevcut olduğunu hatırlıyorum. Ama karışıklık olmuşsa bu bölümden çözülebilir sanırım sıkıntı.