Genellikle bilmediğim bir yere gittiğimde tamamen kaybolmaya eğilimliyim. Bu demek oluyor ki önce bir x noktasında buluyorum kendimi. O nokta henüz kaybolmadığım yer. Etraf kalabalık. İstersem bildiğim yerlere geri dönebilme ihtimalim var. Ya da sadece şu köşedeki bakkala sorup varmaya uğraştığım y noktasına ulaşabilirim.
Ama ben ne yapıyorum?
Gördüğüm ilk sokağa sapıyorum. Ardından bir sonrakine ve bir başkasına..
Her seferinde aynı kararlılıkla, “Buradan da sola” diyorum. Nereye gittiğimi hiç bilmeden. Öyle bir yere varıyorum ki sonunda artık etrafta insan kalmıyor, geriye dönülmüyor ve yorgunluktan halim kalmamış.
Neden diye sorulsa cevabını veremem.
Biraz merak, biraz inat.
Bir şekilde y’ye varıyorum ama alfabenin önce tüm harflerini tek tek dolaşarak.
O yüzden her şeyi bozabileceğimi baştan kabul ediyorum.
Çocukluğu MacGyver izleyerek geçmiş ve mühendislikten başka bir mesleği hiç düşünememiş biri olarak Linux’a da aynı hevesle sarıldım.
Yazılım merkezinde gezinelim bugün de.
Bakalım nelerle karşılaşacağım.
Ama ben ne yapıyorum?
Gördüğüm ilk sokağa sapıyorum. Ardından bir sonrakine ve bir başkasına..
Her seferinde aynı kararlılıkla, “Buradan da sola” diyorum. Nereye gittiğimi hiç bilmeden. Öyle bir yere varıyorum ki sonunda artık etrafta insan kalmıyor, geriye dönülmüyor ve yorgunluktan halim kalmamış.
Neden diye sorulsa cevabını veremem.
Biraz merak, biraz inat.
Bir şekilde y’ye varıyorum ama alfabenin önce tüm harflerini tek tek dolaşarak.
O yüzden her şeyi bozabileceğimi baştan kabul ediyorum.
Çocukluğu MacGyver izleyerek geçmiş ve mühendislikten başka bir mesleği hiç düşünememiş biri olarak Linux’a da aynı hevesle sarıldım.
Yazılım merkezinde gezinelim bugün de.
Bakalım nelerle karşılaşacağım.