Uzun zaman önce haberdar olduğum halde son gün bile programı hakkında bilgim yoktu. Bir gün öncesinden görüşmeyi umduğum bir arkadaşıma haber verdim, gitme şansı olursa bana mutlaka söylemesini tembih ettim. Ve 2 Nisan sabahı Dolapdere’ye oldukça uzak olan evimde sakince otururken mesajı geldi. Meğer etkinlik sabahın köründe başlıyormuş, bundan saat 10 gibi tam olarak haberim oldu. Üstelik benim nasılsa ortalarda bir yerdedir diye düşündüğüm Matt Zimmerman programda 10:30-12:00 saatleri arasında görünüyormuş. Evden nasıl çıktığımı zaten bilmiyorum. Üsküdar’da, iskeleden yaklaşık 1 metre uzaklaşmış Beşiktaş motoruna bir zıplayışım vardı ki görülmeye değerdi. İşin komik tarafı Dolapdere’yi daha önce görmüşlüğüm yok, netten bir kroki indirmişim saçma sapan. Nereye gideceğimi bilmeden gidiyorum. Beşiktaş-Taksim. Ve otobüs duraklarına varış, hareket amirine sordum. Taksi tut şurdan dedi, otobüs yok. Hoş tabi. Hiç duymamış gibi ilerledim. Bir simitçi, tarif müthiş. “Şu siyah camlı otelin yanından dümdüz aşağı in.” Otelin önüne geldim. İçimdeki ses oradan inersem Dolapdere’de çok şen dakikalar yaşayacağımdan emin:) Biraz daha ilerledim Tarlabaşı Caddesi’nden. Bir Büfe ve alacağım son tarif, “Dümdüz git karakolun sokağından in aşağı tam karşısına çıkarsın.” Arkamdan seslendi, “Aman kızım çantana falan dikkat et.” Gülümsüyorum. Taksi parası bile yok ki içinde. Bir kaç travesti, yaka paça girişmiş iki öfkeli adam, bağıran bir kadın sonrasında nihayet İstanbul Bilgi Üniversitesi.
11:45’de salondaydım. Son 15 dakika. Olsun, yetişebilmek güzel. Oldukça kalabalık bir salon. Hoşuma gitti, üstelik uzaktan selamlaştığım arkadaşım, günler önce forumda dillendirdiğim Mono Projesi ile ilgili soruyu sordu. Şöyle oldu, bunlar soruldu demeyeceğim. Zaten çok kısa süre sonra oturum bitti. Üstelik bir süre sonra tamamının internette yayınlanacağını sanıyorum.
Ardından Chris Stephenson ve Fatih Özavcı‘nın sunumlarına katıldım.
İlk sunum “Bilgisayar Bilimleri ve Bilgisayar Programları- Teori ve Pratik Arasındaki Büyüyen Uçurum”
Oldukça güzeldi, elbette bir bilgisayar programcısı ya da mühendisi olmadığım için kimi yerleri takip etmekte zorlandım. Neyse ki yanıma bir mühendis arkadaş düştü. Zaman zaman açıklamalarıyla beni aydınlattı. Java üzerinden örnekleyerek gerçek dünyadan ve matematikten gittikçe uzaklaşan yaklaşımlara yer verdi. Oldukça dolu ve nitelikli bir anlatımdı. Çok keyif aldım. Ama ne yazık ki anlatılan konuyla tam olarak paralellik göstermeyen ve çoğunlukla Stephenson‘ın örneklerine takılıp bütünü gözden kaçıran sorular geldi. Keşke daha hakim olup bir şeyler sorabilseydim. Bir dahakine diyelim:)
İkincisi benim çok anlamlı görmediğim bir konu üzerineydi. “Mahremiyet Ekseninde Özgür Yazılımlar”
Şahsen kritpolamanın bir mantığı olduğunu düşünmüyorum. Bundan daha önce de bahsetmiştim. Sizden bir bilgi alınmak isteniyorsa bunu almanın binlerce yolu vardır. Ve benim aklıma ilk etapta daha “zorlayıcı” yöntemler geliyor. Bu kapsamda bir veriyi şifrelemek ya da kriptolamak insanın kendi kendini kandırması gibi. Sunumda genel olarak her ortamda kolayca izlenebildiğimizi ve bunu kontrol altında tutmak için neler yapabileceğimizi anlattı Fatih Özavcı. Nete sunumun pdf’i düşünce tekrar bahsedeceğim. Özellikle disk kriptolama, e-posta şifreleme ve proxy üzerinde durdu. TOR‘dan bahsetti. Ve TOR‘u bir güvenlik kalkanı gibi lanse etti. Yani en azından ben öyle düşündüm anlatımından. Ama söylediklerinin tam olarak kafama yatmadığını itiraf etmeliyim. Forumda bununla ilgili bir tartışma olmuştu. Merakla izledim. Ve sonuçta %100 güvenli olmadığı sonucuna vardım. Kaldı ki %100 güvenli tarafta kalmaya hevesim olmadığını da belirtmeliyim. Çünkü bir zaman sonra bu takıntıya hatta paranoyaya dönüşüyor. 18 haneli şifresi olan insanlar tanıdım. 18 haneli bir şifre ezberlemektense her isteyenin şifrelerime kolayca ulaşabileceği gerçeğini kabul etmeyi tercih ederim.
Etkinlikte OpenSuSE, Pardus ve Linux Arch standlarıyla yer alıyordu. Her birinden kurulum cd’leri aldım. Üçünü de mutlaka deneyeceğim. Oldukça güzel ve profesyonel kurgulanmış bir etkinlikti. Benzer düşüncelere sahip bilgisayar kullanıcılarıyla aynı ortamda bulunabilmek benim için ayrıca keyifliydi. Bir dahakini sabırsızlıkla bekliyor olacağım.